Gemiler Suda Nasıl Yüzer?

Bu sorunun cevabı yoğunluk farkında gizlidir. Hepimizin bildiği üzere yoğunluğu suyun yoğunluğundan büyük olan cisimler batar ve suyun yoğunluğundan küçük olan cisimler su üzerinde durur örneğin tahta ve plastik gibi. Fakat ilginç olan günümüzde ki bir çok geminin yapımında tahta ve plastik yerine binlerce tonluk çelik kullanılmasıdır. Küçük bir demir bilyenin saniyeler içinde battığına tanık olan bizler bu binlerce tonluk çeliğin su yüzeyinde adeta dansını seyrediyoruz. Peki bu nasıl oluyor?

Gemiler sağlam çelik parçaları değildir. Bunun yerine çoğunlukla içi boş çelik kabuklarından oluşmaktadır. Gemiyi katman katman saran bu çelik kabuklarının araları havayı hapseder ve hapsedilen hava geminin yoğunluğunu düşürür. Bu durumda havanın, suyun yoğunluğunun 1/800'i olduğunu göz önünde bulundurmakta yarar var.

(Yukarıdaki resimlerde gemi tabanında yer alan hava odacıkları görünmektedir.)

Peki bu hava odacıklarının içine su dolarsa ne olur , tabi ki gemi yavaş yavaş batacaktır bunun trajik örneklerinde biriside Titanik gemisidir. Titanik buz dağına çarptıktan sonra gemi içine giren suyu engelleyememişler ve birkaç saat içinde geminin batmasına sebep olmuştur. Buna bir çözüm olarak gemi inşaat mühendisleri kabuklar arasında ki bu boşluklara perde dedikleri sistemleri koymuşlardır.

(Yukarıda ki resimde pembe ile gösterilen kısımlar perdelerdir. Mavi tonları ile gösterilen kısımda kabukların üstten görünümüdür.)

Geminin boyutuna ve ağırlığına göre sayısının belirlendiği bu perdeler her hangi bir yarıktan sızan suyu diğer odalara iletmeyecek ve bunun sayesinde gemi batmaktan kurtulacaktır. Bu duruma gelen bir gemiyi tamir için en yakın limana çekmekte mümkün olacaktır. Gemiyi tehlikeye sokan etkenlerden biriside fazla yük veya yolcudur. Gemiye gelen her ağırlık aslında yoğunluğunun artmasına sebep olur buda geminin alabora tehlikesiyle karşı karşıya kalması anlamına gelir. Buna çözüm olarak geminin ön kısmına geminin ne kadar deniz altında olduğunu gösteren bir cetvel çizilmiştir ayrıca renk ayrımı ile de bu fark anlaşılmaktadır.