Uzaktan Algılama Nedir?

Uzaktan Algılama Nedir?

Uzaktan algılama nedir? Geçmişten günümüze uzaktan algılamada hangi araçlar kullanılmıştır? Uzaktan algılama nasıl kategorize edilmektedir? Nasıl gerçekleştirilir ve avantajları nelerdir?

Uzaktan algılama, adından da fikir yürütebileceğimiz gibi, yer yüzeyi hakkında herhangi fiziksel bir temas olmadan bilgi edinme bilimidir. Uzaktan algılamayı daha net ve anlaşılabilir açıklamak için beş duyu organımızdan yola çıkabiliriz. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta şudur ki; gözlerimiz görüş alanındaki her şeyi algılar, kulaklarımız da etraftan yayılan ses dalgalarını toplarken derimizin yani dokunma duyumuzun uzaktan algılamada bir hükmü yoktur.

Tarihçe

Bilim insanları tarafından yeryüzünün bilgisine ulaşma amacıyla geçmişten günümüze kadar birçok farklı yöntem kullanılmıştır. Elbette ki hava fotoğraflarının çekilebilmesi için görüntüleme adına belli temellerin atılmış olması gerekir. Tarihte bilinen ilk fotoğraf 1827 yılında Joseph Nicephoce Niepce tarafından, kendisinin "Heliographs" ismini verdiği aletle odasının penceresinden çekilmiştir. Ancak 8 saat olan poz süresince güneşin hareket etmesiyle fotoğrafta farklı gölgeler oluşmuştur.

(Heliographs ile çekilmiş ilk fotoğraf)

Hava fotoğraflarının çekilmesine gelecek olursak, fotoğraf çekimi için yeterli olacak materyallere ve tekniklere ulaşıldıktan sonra bilim insanları yeryüzünü havadan da fotoğraflamak istemişler. Sıcak hava balonu ile havalanarak çekim yapmayla başlayan havadan görüntüleme sürecini; uçurtmaya fotoğraf makinesi bağlamak, güvercinlere otuz saniyede bir fotoğraf çekmeye ayarlı makine bağlamak, uçağın icadının ardından uçaktan fotoğraf çekmek ve 1926 yılında roketin icadıyla fotoğraf makinesi taşıyan roketin fırlatılması takip etmiştir.

Yerin 105 km üzerinden ilk fotoğrafı 1946 yılında çekilmiş olup 1955 yılında Viking-12 roketi ile 244 km ve 1959 yılında da Atlas roketi ile 1120 km yükseklikten ABD'nin bazı bölgelerinin fotoğrafları çekilebilmiştir. 1957 yılında ise SSBC tarafından uzaya gönderilen ilk uydu Sputnik ile uzaktan algılama için yeni bir çağa giriş yapılmıştır. Günümüzde Dünya'nın yörüngesinde uzaktan algılama teknolojisine sahip birçok uydu bulunmaktadır.

Kategorize edilmesi

 Uzaktan algılama, kullanılan enerji kaynağına ve algılayıcının konumuna göre kategorize edilebilmektedir.

Enerji Kaynağına Göre;

+ Pasif Algılama : Güneş gibi doğal bir kaynaktan gelen ışınların yeryüzüne ve cisimlere çarparak yansıması ve bu ışınların uyduya ulaşmasıyla algılama işleminin gerçekleştirilmesidir.

+ Aktif Algılama : Doğal ışık kaynağının yetersiz kaldığı ortamlarda uydunun kendi ışık kaynağıyla ya da insani yardım ile yapılan algılamadır.

Algılayıcının Konumuna Göre;

+ Yer Esaslı Algılayıcılar : Yere yakın konumlandırılırlar (genel olarak vinçlere takılır).Tarım alanında kullanımı yaygındır.

+ Uçak Esaslı Algılayıcılar : II. Dünya Savaşı sırasında geliştirilip kullanılan bu cihazların yerini günümüzde daha modern ve gelişmiş cihazlar almıştır.

+ Uzay Aracı Esaslı Algılayıcılar : Halk arasında uydu olarak bilinen araçlar, uzay aracı esaslı uzaktan algılama araçlarıdır.

Nasıl gerçekleştirilir;

Peki, nasıl gerçekleşir bu algılama işlemi? Öncelikle, elektromanyetik spektrumda var olan bazı ışın türleri uzaktan algılama için verimli değildir.. Gamma ışınları, X-ışınları, ultraviyole ışınlar ve radyo dalgaları yeryüzüne ulaşmamaları sebebiyle uzaktan algılamada kullanılmaz. Bununla birlikte, atmosfer ve yeryüzünün (doğal ve yapay objelerin) dinamik olmasından kaynaklı olarak uzaktan algılama işleminin bir kez yapılması yeterli olmamaktadır. Verilerin sık sık takip edilmesi gerekmektedir. Ayrıca pasif algılamada Güneş'ten gelen ışınlar, aktif algılamada ise uydunun kendi ışınları %100 oranında yeryüzüne ulaşamamaktadır. Bu oran düşüklüğünün birinci adımı gelen/gönderilen ışınların bir kısmının atmosferde absorbe edilmesi ve saçılıma uğramasıyken ikinci adımı yeryüzüne ulaşan ışınların cisimler tarafından da absorbe edilmesi ve geçirgenliğe maruz kalmasıdır. Atmosferik sebeplerden dolayı yeryüzünden yansıyan ışınların uydu sensörlerine ulaşması aşamasında da %100 oranında iletim sağlanamamaktadır. Kısaca toparlayacak olursak, uzaktan algılama yeryüzünden yansıyan elektromanyetik ışınların uydu sensörleri tarafından algılanıp farklı dalga boylarına göre kaydedilmesi işlemidir.


Uzaktan algılamanın doğru ve güvenilir bilgiye ulaşma, bilgisayar ortamında çalışma fırsatı sunma, hızlı veri aktarımı ve depolamayabilme, geniş ve ulaşılması zor/imkansız alanları görüntüleme olanağı tanıma gibi birçok avantajı olduğunu söyleyebiliriz.

>Uzaktan algılama teknolojisi ile çekilmiş, duvar kağıdı olarak kullanabileceğiniz fotoğraflar için https://remotesensingart.com/ARSgallery.html adresini ziyaret edebilirsiniz.

Yorumunu Bırak

Çok hızlısın. Biraz dinlendikten sonra tekrar devam edebilirsin.
Bugünlük gönderebileceğin kadar yorum gönderdin. Lütfen yarın tekrar dene.
Mesajınız bize başarılı bir şekilde ulaştırıldı. Teşekkürler.

Yorumlar

0 Yorum yok

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan sen ol.

Blog Yazarı

Sahra Melek Üzüm
Yazar
@sahra.uzum